Çocuk Kararlılığında Büyüyecek Fidanlar

Bazı zamanlar öfkeleriniz boğazınıza düğümlenir. Dişleriniz kenetlenir… Gözlerinizden ateşler fışkırır. Yumruklarınız öylece sıkılı kalır bir an… Savaşlarda bile ateşkes verilen bir bayram günü ODTÜ ormanları katledilmiştir. 2388 ağaç yaşamımızdan sinsice çalınmıştır. Öfkelerimiz boğazımıza düğümlenmiş, dişlerimiz kenetlenmiş, gözlerimizden ateş fışkırmıştır. AKP hükümetinin ve dahi yerel yöneticilerinin, vicdansızlıkta, hukuksuzlukta üstlerine kimse yoktur. Öfkelidirler. Neye mi?  Gezi direnişinde kazandığımız, moral üstünlüğüne. Moralimizi bozmak içim en değer verdiklerimizi almak istiyorlar bizden… Kıyılan 2388 ağaçla moralimizi sıfırlayarak, mücadele azmimizi, reflekslerimizi yokluyor. Hukuksuzluğun hukukunu yaratarak, köklerimizi topraktan çekip çıkartmaya çalışıyorlar.
Ne pahasına?… Ulaşıma çare olmayacak bir yol pahasına. Yirmi yıldır, bir metre metro yapamayan Melih Gökçek’in, başbakana şirin görünerek yeniden aday olma isteği pahasına. Hukukun Gökçeğin oyuncağı olma pahasına… Yolla birlikte gelecek rant pahasına… Oyuncağı elinden alınmış beceriksizliğini örtbas etmek isteyen yöneticiler pahasına… Şimdi tamda bu noktada alışılagelmişin dışında bir durumla karşı karşıyayız. Haksızlığa uğrarsanız, hukuka güvenirsiniz, ya hukuk haksızlık yaparsa ve haksızlığın aleti olmuşsa neye güvenirsiniz? ODTÜ, arazisine giren istilacılara karşı hukukun yolunu aramış, hukukun hukuksuzluğu ayna gibi ortama yansımıştır. Bu süreçle mücadelenin alışılagelmiş yöntemlerle sürdürülmesi zordur. Bir ülkede herkesin ihtiyacı olan adalet yoksa,  adaleti sağlayacak mekanizmalar, siyasilerin araçları haline gelmişse, o zaman o ülke fırtınalara gebe değimlidir? Toplumu sürekli çatışma ortamına sürükleyen ve buradan beslenen anlayış karşısında, sabırla inatla, fikri takiple, çocuk kararlığında bir mücadele yöntemidir belki de bizi bekleyen.
Koruma amaçlı imar planı askı süresi ve davalar devam ederken, bu acele niye? Zafer naraları ile gevrek gevrek konuşarak “bana sürpriz yapmışlar” söylemi, fidanlarını korumak isteyen öğrencilere saldırılması, gecenin geç saatlerine kadar ODTÜ yerleşkesini gaza boğmak niye? Araçlarımız zarar gördü diye ODTÜ seferlerini kaldırmak niye? Bütün bu öfkenin ve intikamın nedeni; sokağa dökülen isyanın korkusuyla Gezi morallerimizin alınmaya çalışılması değil midir? Ancak beyhude bir beklentidir bu onlar için. Dolan bardak Gezi direnişi ile taşmıştır. Lakin bardak hala dolmaktadır. Bu kez yarıya kadar direnişle dolu bir bardağa dökülmektedir damlalar. İnatla dökülen her damla, ODTÜ’de kesilen fidanları birbir yeşertmektedir. Binlerce gencin ellerinde fidanları ile geçtiği yürüyüş, tomalara, biber gazına karşı, çocuk kararlığında bir mücadelenin ayak sesleridir. Toprakla buluşan her fidan Gezi direnişinde biriktirdiğimiz moralimizi çalamadığınızın göstergesidir. Siz onları her seferinde söküp alsanız da, o fidanlar büyüyecek… Çocuk kararlığında inatla dikilecek yerlerine yenileri. Bilirsiniz çocukları pes ettirmek zordur. İstediklerini elde etmek için her yolu denerler ve hepimiz biliriz ki eninde sonunda kazanan hep onlar olur,ama öyle, ama böyle…Şimdi siz arsız arsız gülseniz de, ODTÜ’de çocuk kararlılığında inatla büyüyecek fidanlar…
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder